Sigorta türlerine ilişkin olarak eski Türk Ticaret Kanunu’nda da benimsenen klasik sınıflandırma, sigorta konusu menfaatin türüne göre yapılan mal sigortası ve can sigortası ayrımıdır. Buna göre, konusunu malvarlığı değerlerinin oluşturduğu sigortalar, “mal sigortası”, insan hayatına yönelik rizikoları teminat altına alan sigortalar ise “can sigortası” adıyla alınır. Son zamanlarda bu iki gruba “sorumluluk sigortası” adıyla bir üçüncü grup daha eklenmiştir. Kişilerin yaptıkları işlerden dolayı üçüncü kişilere verebilecekleri zararlar nedeniyle ödemekle yükümlü olacakları tazminatların güvence altına alındığı sigortalar, mal ve can sigortalarından ayrılmış ve sorumluluk sigortası başlığı altında üçüncü bir grup oluşturmuştur
Can sigortaları, insanları ölüm, sakat kalma, hastalanma, yaşlanma, kaza geçirme gibi tehlikelere karşı güvence altına alan teminatlardır. Can sigortaları, ferdî kaza sigortası, hastalık sigortası, emeklilik sigortası, grup hayat sigortası ve hayat sigortasından oluşur. Ferdî kaza sigortası, bir kişinin günün herhangi bir saatinde kendi iradesi dışında anî, haricî bir etkiyle önceden bilinmeyen bir nedene dayanarak kaza sonucunda ölmesini, sürekli tam sakat kalmasını, günlük kazancını kaybetmesini ve tedavi masraflarını güvence altına alan bir can sigortası türüdür. Buna karşılık, hastalık sigortası, kişileri hastalanma rizikosuna karşı sigorta güvencesi altına alır ve tedavi masraflarının sigortacı tarafından karşılanmasına imkân verir. Hayat sigortası ise kişilerin ölüm, maluliyet veya
belirli bir süre sonra hayatta kalması gibi çeşitli rizikolara karşı güvence sağlar
Mal sigortalan, bir kişi veya kuruluşun malvarlığını tehdit eden rizikoların sonuçlarına karşı yapılır. Bu sigortanın amacı, sigorta ettirenin uğradığı zaran tazmin etmektir. Bu nedenle, mal sigortalarına “zarar veya tazminat sigortaları” da denir. Mal sigortalarınm konusunu, değeri para ile ölçülebilen ve önceden belirlenebilen her türlü mal, hak ve alacaklar oluşturur. Uygulamada görülen mal sigortası türleri, yangm, deprem, su baskını, yer kayması, terör, sabotaj, grev, lokavt, araç çarpması, nakliyat, kaza, hırsızlık, cam kınlması, inşaat, haşere, don, montaj gibi rizikolan kapsamaktadır.
Mal ve Can Sigortalarının Karşılaştırılması: Mal
sigortaları ile can sigortalan birbirinden tamamen farklı ilkelere
dayanır . Mal sigortalarında temel kural, sigorta (konusu malın) bedelinin sigorta değerine eşit olmasıdır. Diğer bir deyişle, mal sigortalarında sigorta konusu malın gerçek değeri dikkate alınarak ve bu değer üzerinden sigorta teminatı sağlanır. Örneğin, bir evin değeri 100.000 TL iken 120.000 TL veya 80.000 TL üzerinden sigortalanması mümkün değildir. Sigorta bedelinin sigorta değerinin üstünde veya altında olması
hâllerinde aşkın sigorta veya eksik sigorta hükümleri uygulanarak tazminattan indirim yapılır. Aynı şekilde, eşitlik ilkesinden dolayı, mal sigortalarında, müşterek sigorta, kısmî sigorta ve çifte sigorta gibi durumlarla da karşılaşılabilir. Can sigortalarında ise sigortanın konusunu insanlar oluşturduğundan sigorta bedelinin sigorta değerini aşamayacağına ilişkin kural uygulanmaz. Bu nedenle, aşkın sigorta, eksik sigorta, müşterek sigorta, kısmî sigorta ve çifte sigorta kuralları can sigortalarında geçerli değildir. Can sigortalarında, sigortalının birden fazla sigorta şirketi ile anlaşarak aynı anda her bir sigorta teminatından yararlanabileceği gibi, sigorta değerini düşük veya yüksek olarak belirleme yetkisine de sahiptir.
Mal sigortalarında sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra sigorta ettirenin üçüncü kişilere karşı sahip olduğu dava haklarını elde eder ve zararın tazmin edilmesi amacıyla rizikonun gerçekleşmesine neden olan kişilere karşı dava (rücu davası) açar[1]. Örneğin, yangın sigortası yapılan bir işyeri bir kişinin kundaklaması sonucunda yanmışsa sigortacı, meydana gelen hasan sigortalıya ödedikten sonra yangına neden olan kişiye karşı dava açma yetkisini elde eder. Başka bir deyişle, sigortacı, sigorta ettirenin halefi olur. Buna karşılık, can sigortalarında halefıyet ilkesi uygulanmaz. Tazminatın ödenmiş olması, sigorta ettirenin üçüncü kişilere başvuru hakkını sona erdirmez.
Mal ve can sigortalarında geçerli olan ilkeler şu şekilde özetlenebilir:
- Mal sigortalarında sigorta teminatının konusunu para ile ölçülebilen şeyler oluştururken, Can sigortalarında sigorta konusu olan insanın kendisidir.
- Mal sigortalarında sigorta bedeli ile sigorta değeri birbirine eşit olmak zorundadır. Sigortalının uğradığı gerçek zararlar sigortacı tarafından karşılanır. Buna
karşılık, can sigortalarında teminatın konusunu insan oluşturduğundan sigorta değerinin ölçülmesi mümkün değildir. Sigortacı, uğranılan zarardan ziyade maktu bir tazminat öder.
- Mal sigortalarında tazminatı ödeyen sigortacı, sigortalının haklarını elde eder. Can sigortalarında ise, sigortalının haklan kendisinde kalır.
- Mal sigortalarında çifte sigorta yapılmışsa sigorta değerinin üstünde tazminat alınamaz. Can sigortalarında birden fazla sigorta yapılması ve birden fazla tazminat alınması mümkündür.
Sorumluluk Sigortaları: Eski Ticaret Kanununda yer alan mal sigortaları ve can sigortaları ayırımı sorumluluk sigortalarının ortaya çıkması ve gelişmesiyle birlikte yeni kanunda üçlü bir ayrıma dönüşmüştür . Geleneksel toplumdan
sanayi toplumuna geçiş süreci içinde, bazı meslek sahiplerinin başkalarına verebilecekleri zararların türleri artmakta, kapsamları genişlemekte, zararlar giderek onarılmaz hâle gelmektedir. İşte sorumluluk sigortalan, sigorta ettirenin üçüncü kişilere verdiği bu zararlara karşı malvarlığında meydana gelebilecek eksilmeleri karşılamayı, aynı zamanda zarar görenlerin mağdur olmasını engellemeyi amaçlayan bir sigorta türüdür
Sorumluluk sigortalarını mal ve can sigortalarından ayıran özellikleri şu şekilde özetlemek mümkündür:
- Mal ve can sigortalarında belirli bir bedel olduğu halde, sorumluluk sigortalarında sigorta bedeli olarak sigortacının azami sorumluluğu saptanmakta ve bu bedel bir tahmine dayanmaktadır.
- Can ve mal sigortalarında, rizikolar bir teminat kapsamı içinde çoğu kez sayılarak belirlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında zarara neden olan eylem veya işlemleri önceden belirlemek mümkün olmadığı için, sorumluluğu doğuran hal ve hareketlerin kural olarak teminat kapsamında olduğu kabul edilmekte ve teminat dışı hâller belirlenmek suretiyle teminata bir sımr çizilmektedir.
- Sorumluluk sigortalan, sigortalının kasten sebebiyet verdiği zararlan teminat dışı bırakırken, ağır kusurlu hâllerde ve bazen kusursuz hâllerde dahi teminat verilebilmektedir.
- Sorumluluk sigortalarında, zarar görenlerin maruz kaldığı zararların hesaplanmasında, mal sigortalarında yer alan eksik veya aşkın sigorta uygulamasına yer verilmemekte; gerçek zararın eksiksiz ödenmesi ana prensip olmaktadır.
- Mal sigortalarında, sigortacının ödediği tazminat miktarı kadar, verilen teminatta azalma meydana
gelirken, sorumluluk sigortalarında ise, sigortacının sorumluluk limiti sigorta süresi içindeki her olay için ayrı ayn geçerli kalmaktadır.