Sigorta şirketleri, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş olan anonim şirket şeklinde kurulurlar. Buna göre, sigorta şirketleri de diğer anonim şirketler gibi, yönetim kurulu ve genel kurul şeklinde iki zorunlu organa sahip olmalıdır. Ancak, Sigortacılık Kanunu, sigorta şirketleri bakımından Türk Ticaret Kanunu’nda aranan niteliklere ilave bazı özellikler de öngörmüştür (SK.m.4). Sigorta şirketlerinde bulunması gereken bu özellikleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
(1) Sigorta şirketleri ve reasürans şirketlerinin yönetim kurulları genel müdür dâhil beş kişiden, denetçiler ise iki kişiden az olamaz. Genel müdür, yönetim kurulunun doğal üyesidir.
(2) Yönetim kurulu üyelerinin malî güç dışında sigorta şirketi ve reasürans şirketi kurucularında aranan şartlan taşıması; çoğunluğunun en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş olması ve sigortacılık, iktisat, işletme, muhasebe, hukuk, maliye, matematik, istatistik, aktüerya veya mühendislik alanlarında en az üç yıl deneyimi olan kişilerden seçilmesi şarttır.
(1) Genel müdür ve yardımcılarının, malî güç dışında sigorta şirketi ve reasürans şirketi kurucularında aranan şartlan taşıması, en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş olması ve genel müdürlüğe atanacakların en az on yıl, sigortacılık veya sigortacılık tekniği ile ilgili konulardan sorumlu genel müdür yardımcılıklarına atanacakların yedi yıldan az olmamak üzere sigortacılık, iktisat, işletme, muhasebe, hukuk, maliye, matematik, istatistik, aktüerya veya mühendislik alanlarının en az birinde; diğer genel müdür yardımcılıklarına atanacakların da sorumlu olacakları alanda en az yedi yıl deneyim sahibi olması şarttır. Genel müdür yardımcılıklarından en az birinin sigortacılık veya sigortacılık tekniği ile ilgili konulardan sorumlu olması zorunludur.
(2) Murahhas üyelerin genel müdürde aranan şartlan taşıması zorunludur.
(3) Başka unvanlarla istihdam edilseler dahi, yetki ve görevleri itibarıyla genel müdür yardımcısına denk veya daha üst konumlarda görev yapan diğer yöneticiler de genel müdür ve genel müdür yardımcılarına ilişkin hükümlere tâbidir.
(4) Denetçilerin, malî güç dışında sigorta şirketi ve reasürans şirketi kurucularında aranan şartlan taşımaları, en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş olmaları ve sigortacılık» iktisat, hukuk, maliye, işletme ve muhasebe alanlarında en az üç yıl deneyimi olan kişilerden seçilmesi şarttır.
(7) Sigorta veya reasürans şirketinin hâkim hissedan tüzel kişilerin yönetim ve denetimine sahip kişilerde de, malî güç dışında sigorta şirketi ve reasürans şirketi kurucularında aranan şartlar aranır.
Bunun dışında, sigorta şirketleri ile reasürans şirketleri; tüm iş ve işlemlerinin, sigortacılık mevzuatı ve ilgili diğer mevzuata, şirketin iç yönergeleri ile yönetim stratejisi ve politikalarına uygunluğunun sürekli kontrol edilmesi, denetlenmesi ile hata, hile ve usulsüzlüklerin tespiti ve önlenmesi amacıyla risk yönetim sistemleri de dâhil olmak üzere etkin bir iç denetim sistemi kurmak zorundadır. îç denetim, dışarıdan hizmet alımı yoluyla da yapılabilir (SK.m.4/8).
c) Sigorta Şirketlerinin İşleyiş Şekilleri
Sigortacılık faaliyeti, “ücret sigortacılığı” ve “üyelik sigortacılığı” olmak üzere iki şekilde yapılabilir:
Ücret Sigortacılığı: Ülkemizde birkaç istisna dışında tüm sigorta şirketlerinin uyguladığı sigortacılık türüdür. Bu sistemde, sigortalıdan alman prim karşılığında teminat verilmekte, poliçe dönemi sonunda herhangi bir hasar olmadığı takdirde prim ve primin kullanılmasından elde edilen gelir sigorta şirketine kâr olarak kalmaktadır.
Ücret sigortacılığında sigorta ettirenlerden toplanan primler ile şirketin malvarlığı bir bütün teşkil eder ve riziko gerçekleştiğinde sigortacı, hasarı kendi malvarlığmdan karşılar. Diğer bir deyişle, sigortalı açısından tazminatın şirketin malvarlığmdan mı yoksa toplanan primlerden mi ödendiği önem taşımaz. Ayrıca hasar olmadığı takdirde sigortalıya herhangi bir ödeme yapılmaz.
Üyelik Sigortacılığı: Bir çeşit yardım sandığı şeklinde çalışan ve sigortacılığın ilk doğuşunda ortaya çıkan, günümüzde de bazı sigorta şirketleri tarafından kullanılan sigorta sistemidir.
Bu sistemde, sigortalılardan toplanan primler ortak bir fon oluşturur; meydana gelen hasarlar bu fondaki paradan karşılanır. Dönem sonunda arta kalan miktar poliçe sahiplerine belirli bir oranda geri verilir.
Üyelik sigortacılığı şeklinde faaliyette bulunan sigorta şirketlerinde şirket ve fon olmak üzere iki ayrı yapı mevcuttur. Şirket, fonun sahibi olmayıp fonu işleten kurum olarak yapılanmıştır. Sigortacılığa ait teknik işlemler ile yatırım ve finansman işleri fon bünyesinde şirket tarafından yürütülür. Şirket, bu işlemlerden dolayı belirli bir miktar gider ve emek payı almakta olup şirketin dönem kâr veya zararı buna göre şekillenir. Şirketin kâr veya zararı, sadece şirket ortaklarına aittir. Fonun sahibi ise sigortalılar ve poliçe sahipleridir. Sigortacılık faaliyetleri, prim tahsili, hasar ödemeleri ve reasürans işlemleri fon bünyesinde gerçekleştirilir. Fonun dönem sonundaki kâr ve zararı poliçe sahiplerine (üyelere) aittir.
Üyelik sigortacılığında fonun işleyiş esasları şu şekilde sıralanabilir:
- Sigortalılardan alınan her primin yaklaşık %10’u emek payı olarak şirkete gider, ayrıca yaklaşık %15- 20′ si acente komisyonu olarak ödenir. Primin kalan kısmı (%70-75’i) fona aktarılır. Bu tutardan gerekiyorsa reasürans primi ödenir.
- Fonda toplanan paralar, kısa veya uzun vadeli olarak yatırıma dönüştürülür. Bu şekilde elde edilen gelirin %20’si şirkete, %80’i fona gelir olarak kaydedilir.
- Hasar ödemeleri, öncelikle sigortalının kendi hissesinden yapılır, eğer kendi hissesini aşan bir hasar söz konusu ise aşan kısım fondan karşılanır.
- Bu faaliyetler sonucunda fonda oluşan toplam kâr, hasarsız sigortalılara katılım payları oranında ödenir.
d) Sigorta Şirketlerinin Denetimi
Sigortacılık faaliyeti karşılıklı güvene dayanır. Bugün gelirinin bir kısmını ayırarak prim ödeyen sigortalı, belki de çok uzak bir zaman soma gerçekleşecek bir olay sonucunda uğrayacağı zararın sigorta şirketi tarafından karşılanacağına güvenmektedir. Sigortacının kötü niyeti, iş alanındaki yeteneksizliği, gerekli teknik bilgiye sahip olmaması, yatırımlarını iyi seçmemesi gibi nedenlerle ödeme yapamaması durumunda bu güven sarsılır. Gerçekten, yirmi yıl prim ödeyen bir hayat sigortalısının parasını alamaması bu kişiyi zor duruma düşürecektir. Aynı şekilde, batan gemi sahibinin zararı ödenmezse gemi sahibi iflâs edeceği gibi ona kredi veren bankalar da alacaklarını tahsil edemeyecektir. Bu duruma bir sigorta şirketinin neden olması tüm sigorta şirketlerini etkiler, halkın sigorta sistemine olan güveni zedelenir. Dolayısıyla, sigorta şirketlerinin faaliyetlerini devletin denetimi altmda yürütmeleri şarttır . Bu denetimi sağlayabilmek için Hazine Müsteşarlığı ile Sigorta Denetleme Kurulu’na önemli görevler yüklenmiştir.
Sigortacılık Kanunu’nun 28. maddesine göre, Türkiye’de faaliyet gösteren sigorta şirketleri, reasürans şirketleri, özel kanunlarına göre sigortacılık faaliyetinde bulunan kuruluşlar, sigorta ve reasürans aracıları, sigorta eksperlik faaliyetleri, aktüerler ve sigortacılık işlemi yapan veya sigortacılık alanında faaliyet gösteren diğer kişilerin her türlü sigortacılık işlemlerinin denetimi, Sigorta Denetleme Kurulu tarafından yapılır. Sigorta Denetleme Kurulu, bir başkan ile sigorta denetleme uzmanları, sigorta denetleme aktüerleri ile bunların yardımcılarından oluşur. Bu Kanun ve diğer kanunların sigortacılığa, sigortaya veya sigortacılık alanında faaliyet gösteren kişi ve kuruluşlara ilişkin hükümlerinin Müsteşarlığa bağlı olduğu Bakanlığa veya Müsteşarlığa verdiği teftiş denetim, inceleme ve soruşturma görev ve yetkileri sigorta denetleme uzmanları, sigorta denetleme aktüerleri ve bunların yardımcıları eliyle ifa edilir ve kullanılır.
Sigorta şirketleri ile reasürans şirketlerinin faaliyetleri, varlıklan, iştirakleri, alacakları, özkaynakları ve borçları ile kâr ve zarar hesaplan arasındaki ilgi ve dengelerin ve malî bünyelerini ve idarî yapılarını etkileyen diğer tüm unsurların, tahsil edilen primler ile birikimlerin değerlendirilmesi ve korunması ile aktüeryal ve fınansal hesap ve dengelerin incelenmesi, tespit ve denetimi sigorta denetleme uzmanlan, sigorta denetleme aktüerleri ile bunların yardımcılan tarafından yapılır. Sigorta denetleme uzmanları, sigorta denetleme aktüerleri ile bunların yardımcılan; sigorta şirketleri ve reasürans şirketleri ile bunların bağlı ortaklıklan, iştirakleri, şubeleri ile temsilciliklerinden, aracılar ve bankalar da dâhil olmak üzere diğer kişilerden bu Kanun ve diğer kanunların sigortacılıkla ilgili hükümleri bakımından gerekli görecekleri bilgileri istemeye ve bunların tüm defter, kayıt ve belgelerini incelemeye yetkilidir.
aa) Kuruluş Aşamasındaki Denetimler
Ülkemizde 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu gereğince, sigorta şirketleri, kuruluşundan şirketin sona ermesine kadar her aşamada devletin denetimi altında tutulmaktadır. Bu çerçevede sigorta şirketlerinin kurulması bakanlık iznine bağlandığı gibi, şirketin kuruluşunda ödenmiş sermaye, kurucuların nitelikleri, hisse senetlerinin türü vb. konularda diğer şirketlere oranla ilave yükümlülükler de getirilmiştir (SK.m.3). Sigortacılık faaliyetine girişebilmek için şirketin kurulması yeterli görülmemiş, ayrıca her sigorta dalı için ayrı ayrı ruhsat alınması ve teminat yatınlması, reasürans sözleşmesi yaparak güvence verilen riskin belirli bir oranımn başka şirketlere sigorta ettirilmesi de zorunlu tutulmuştur. Gerçekten, SK.m.5’e göre, sigorta ve reasürans şirketleri, sigorta ve reasürans faaliyetine başlamadan önce Müsteşarlıktan ruhsat almak zorundadırlar. Bu ruhsat, sigorta şirketlerine faaliyet göstermek istedikleri her branş için ayrı ayrı verilmekte ve ticaret siciline tescil ve Türkiye çapında basımı ve dağıtımı yapılan günlük en az iki gazetede ilan ettirilmektedir.
Sigorta ve reasürans şirketlerine verilen ruhsatın aşağıdaki hâllerden birinin gerçekleşmesi hâlinde iptali de söz konusu olabilir (SK.m.7):
a) Ruhsat verilmesine ilişkin şartların bir kısmının veya tamamının kaybolması hâlinde, üç aydan az olmamak üzere, Müsteşarlık tarafından verilecek süre içinde durumun düzeltilmemiş olması,
b) Ruhsatın verildiği tarihten itibaren bir yıl içinde veya Müsteşarlığın uygun görüşüyle yapılanlar hariç olmak üzere aralıksız olarak altı ay süre ile sigorta veya reasürans sözleşmesi akdedilmemesi,
c) Sigortacılık mevzuatına aykırı uygulamalar sonucunda sigorta sözleşmesi ile ilgili kişilerin hak ve menfaatlerinin tehlikeye düştüğünün anlaşılması,
ç) 20. madde hükmü hariç olmak üzere, bu Kanun hükümlerinden doğan yükümlülüklerin ağır şekilde ihlâl edilmesi veya yükümlülüklerin ihlâlinin mutat hale gelmesi durumunda, Müsteşarlık tarafından, üç aydan az olmamak kaydıyla, verilecek süre içinde durumun düzeltilmemiş olması,
d) îş planında belirtilen hedeflerden, Müsteşarlığın bilgisi dâhilinde yapılan değişiklik dışında makul nedenler olmaksızın aşırı derecede uzaklaşılmış olması.
Ruhsatı iptal edilen şirketler, altı ayı geçmemek üzere Müsteşarlık tarafından verilecek süre içinde iptal edilen ruhsatla bağlantılı portföylerini devretmek zorundadır (SK.m.7/2). Aksi takdirde Müsteşarlık resen devir de dâhil olmak üzere portföyün tasfiyesine yönelik her türlü tedbiri almaya yetkilidir.
bb) Faaliyet Aşamasındaki Denetimler
Ruhsat alarak faaliyete geçen sigorta şirketleri, güçlü bir malî bünye ile faaliyette bulunmak zorundadırlar. Bu kapsamda, sigorta şirketlerine sigorta sözleşmelerinden doğan yükümlüklerini yerine getirebilmek için teknik karşılık ayırma, teminat tesis etme, şirket yapısında meydana gelecek değişikliklerde izin alma, hesap ve kayıtlarını şeffaf tutma, aktif azaltıcı işlem yapmama ve malî bünyesi zayıfladığında Bakanlıkça önerilen tedbirleri almak gibi yükümlülükler öngörülmüştür.
Teknik Karşılık Ayrılması: Bu kapsamda, sigorta şirketleri, sigorta sözleşmelerinden doğan yükümlülükleri için, kanunda belirtilen esaslara göre yeteri kadar karşılık ayırmak zorundadır (SK.m.16). Sigorta şirketlerinin ayıracağı teknik karşılıklar altı kısımdan oluşmaktadır:
- Kazanılmamış primler karşılığı
- Devam eden riskler karşılığı
- Dengeleme karşılığı
- Matematik karşılık
- Muallâk tazminat karşılığı
- İkramiyeler ve indirimler karşılığı
Teminat Tesis Edilmesi: Sigorta şirketleri, yurt içinde akdetmiş oldukları sigorta sözleşmelerinden doğan taahhütlerine karşılık olarak kanunda belirlenen esaslara göre teminat ayırmak zorundadır (SK.m.17). Teminatlar, sigortalıların tüm alacakları ödenmeden iflas veya tasfiye masasına dâhil edilemez, haczolunamaz, üzerlerine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulamaz. Ancak, Müsteşarlığın, sigortalı alacaklarının korunması amacıyla teminatlar üzerinde ihtiyati tedbir koydurma hakkı saklıdır.
Teminat miktarına gelince, hayat branşında faaliyet gösteren sigorta şirketleri, Müsteşarlıkça belirlenen dönemler itibarıyla ayrılan matematik karşılıkları ile muallâk tazminat
karşılıklarının toplamından, Türk Ticaret Kanunu uyarınca yapılan ikrazlar ve henüz tahsil edilmemiş prim alacakları tutarına isabet eden matematik karşılıkların düşülmesinden sonra kalan tutara karşılık gelen varlıkları Müsteşarlıkça belirlenen süreler içinde ve Müsteşarlık lehine teminat olarak bloke veya ipotek ettirmek zorundadır. Hayat dışı sigorta şirketleri ise, hesaplama yöntemi yönetmelikle belirlenecek sermaye yeterliliğinin üçte birinden az olmamak kaydıyla teminat olarak minimum garanti fonu tesis eder. Minimum garanti fonu, hiç bir dönemde çalışılan branşlar itibariyla gerekli olan asgarî sermaye tutarlarının üçte birinden az olamaz. Sigorta şirketlerinin faaliyetlerine son verdiği branşlara ait teminatları o branşa ait tüm borçlarının ödenmiş olması şartıyla Müsteşarlıkça serbest bırakılır.
Ortaklık Yapısındaki Değişikliklerin İzne Bağlı Olması: Sigorta şirketlerinin, her yıl bilânçolarının ilân edilmesi ve ruhsat verilirken şart koşulan konularda veya esas sözleşme ya da ortak yapısında meydana gelen değişikliklerin Bakanlığa bildirilmesi zorunludur. SK.m.8 uyarınca,”sigorta ve reasürans şirketlerinin ana sözleşmelerinin değiştirilmesinde Müsteşarlığın uygun görüşü aranır. Müsteşarlıkça uygun görülmeyen değişiklik tasarıları genel kurul gündemine alınamaz ve genel kurulda görüşülemez. Sicil Memuru, Müsteşarlığın uygun görüşü olmaksızın anasözleşme değişikliğini Ticaret Siciline tescil edemez”. Ayrıca, doğrudan veya dolaylı olarak bir sigorta veya reasürans şirketinin sermayesinin %10, %20, %33 veya %50’sini bulacak ya da aşacak şekildeki hisse edinimleri ile bir ortağa ait hisselerin söz konusu oranları bulması veya bu oranların altına düşmesi sonucunu doğuran hisse devirleri Müsteşarlığın iznine tâbidir. Şirketin denetim ve yönetime etkili olabilecek şekilde yönetim kurullarına üye belirleme imtiyazını veren hisse devri, oransal sınırlamalara bakılmaksızın Müsteşarlığın iznine tâbidir. İzin alınmaksızın yapılan hisse devirleri pay defterine kaydolunmaz. İntifa hakkı ile oy hakkının edinilmesinde de aynı kural uygulanır. Doğrudan veya dolaylı olarak sermayenin ya da oy ve intifa haklarının yüzde on ve daha fazlasına sahip olan veya bu oranların altında olsa dahi şirketin denetim ve yönetimine etkili olabilecek şekilde yönetim kurullarına üye belirleme imtiyazını veren hisselere sahip olan ortakların, sigorta şirketi ve reasürans şirketi kurucularında aranan nitelikleri taşıması şarttır. Sigorta şirketleri ile reasürans şirketleri, bu nitelikleri taşımayan ortaklarını Müsteşarlığa bildirir. Kurucularda aranan nitelikleri kaybeden ortaklar temettü dışındaki ortaklık haklarından yararlanamaz. Bu halde diğer ortaklık haklan kayyım tarafından kullanılır. Bakan, faaliyet alanlan itibanyla sigorta şirketlerinin ve reasürans şirketlerinin malî bünyelerini olumsuz etkileyecek durumdaki ortaklara, bu şirketlerde hisse sınırlamalan getirebilir (SK.m.8).
Hesap ve Kayıtların Denetim Altında Tutulması: Sigorta şirketlerinin tüm hesap, kayıt ve işlemleri Müsteşarlığın denetimine tâbidir (SK.m.18). Buna göre, sigorta şirketleri, hesaplarını ve malî tablolarını, Müsteşarlıkça belirlenecek esaslara ve örneğe uygun olarak düzenlemek, ilan ettirmek ve Müsteşarlığa göndermek zorundadır. Aynı şekilde, sigorta şirketlerinin bilanço, kâr ve zarar cetveli ile Müsteşarlıkça uygun görülecek diğer malî tablolarınm bağımsız denetim kuruluşlarına denetlettirilmesi ve ilan ettirilmesi zorunludur. İlan edilen malî tabloların gerçeğe aykınlığının tespiti hâlinde Müsteşarlık, genel kabul görmüş muhasebe kural ve ilkelerini göz önünde bulundurarak söz konusu malî tablolan düzeltilmiş olarak yeniden ilan ettirebilir (SK.m. 18/3).
Aktif Azaltıcı İşlem Yasağı: SK.m. 19 uyarınca, sigorta şirketleri ile reasürans şirketlerinin aktiflerini azaltacak işlemlere girişmesi yasaktır. Buna göre, şirket ortaklan, yönetim kurulu üyeleri, denetçi ve çalışanlan, esas sözleşme veya genel kurul ya da yönetim kurulu kararı ile saptanan hükümler dâhilinde personele yapılan ödemeler, yardım veya verilen avanslar hariç, şirket kaynaklarını dolaylı ya da dolaysız olarak kullanamaz, iyiniyet kurallarına aykırı olarak aktifin değerini düşüren işlemlerde bulunamaz ve hiçbir surette örtülü kazanç aktarımı yapamaz. Sigorta şirketleri ile reasürans şirketleri kendi borçlan veya sigorta işlemlerinden doğanlar hariç olmak üzere personeli, ortaklan, iştirakleri veya diğer kişi ve kurumlar lehine mal varlığını teminat olarak gösteremez, kefil olamaz ve kredi sağlayamaz.
Malî Bünyenin Güçlendirilmesi: Malî bünyesinin bozulduğu tespit edilen sigorta şirketleri hakkında 5684 sayılı Kanun ile gerekli önlemleri almaya Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlık yetkilidir (SK.m.20). Buna göre, bir sigorta veya reasürans şirketinin asgari garanti fonu tutarını karşılayamadığının, tesis etmesi gereken teminatı tesis edemediğinin, teknik karşılıklan karşılayacak yeterli veya teknik karşılıklara uygun varlıklarının bulunmadığının ya da sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getiremediğinin yahut şirketin malî bünyesinin sigortalıların hak ve menfaatlerini tehlikeye düşürecek derecede zayıflamakta olduğunun tespiti hâllerinde Bakan, uygun bir süre vererek ilgili şirketten;
a) Malî bünyesindeki zafiyetin nasıl giderileceğini ve sigortalıların hak ve menfaatlerinin nasıl korunacağını içeren kapsamlı bir iyileştirme planı sunulması ve uygulanmasını,
b) Sermayesinin artınlması, ödenmemiş kısmının ödenmesi, sermayeye mahsuben şirkete ödeme yapılması veya kâr dağıtımının durdurulması ya da ilave teminat tesis edilmesini,
c) Varlıklarının kısmen ya da tamamen elden çıkarılması veya elden çıkarılmasının durdurulmasını, yeni iştirak ve sabit değerler edinilmemesini,
ç) Malî bünyesini ve likiditesini güçlendirici ve riski azaltıcı benzer tedbirler alınmasını,
d) Tespit edilecek gündemle genel kurulun olağanüstü toplantıya çağrılmasını veya genel kurul toplantısının ertelenmesini,
e) Benzeri diğer hususların yerine getirilmesini isteyebilir.
Ayrıca, Bakan, şirketin malî durumunun düzeltilmesine yardımcı olmak üzere aşağıdaki tedbirleri almaya da yetkili kılınmıştır
- Şirketin faaliyette bulunduğu sigorta branşlarından birine veya tamamına ait sigorta portföyünü teminat ve karşılıkları ile birlikte başka şirket veya şirketlere devretmek, devralacak şirket bulunamadığı takdirde ise devredilecek portföyün tasfiyesine yönelik her türlü tedbiri almak
- Sigorta portföyünü sınırlandırmak
- Yönetim veya denetim kurulu üyelerinden bir kısmını veya tamamını görevden alarak ya da bu kurullardaki mevcut üye sayısını artırarak bu kurullara üye atamak veya şirket yönetiminin kayyıma devredilmesini talep etmek
- Malî bünyenin güçlendirilmesine yönelik benzeri diğer tedbirleri almak
Kanunda öngörülen tedbirlerin uygulanmaması veya uygulanamayacağının anlaşılması, sigorta veya reasürans şirketinin ödemelerini tatil etmesi, sigortalılara olan yükümlülüklerini yerine getirememesi veya şirket özkaynaklarmın minimum garanti fonunun altına düşmesi hâlinde, Bakan, sigorta veya reasürans şirketinin tüm branşlarda veya ilgili branşlarda yeni sigorta sözleşmesi akdetme ve temdit yetkisini kaldırmaya, ruhsatlarını iptal ve varlıklarını bloke etmeye yetkilidir (SK.m.20/3).
cc) Sona Erme Aşamasındaki Denetimler
Sigorta şirketlerinin sona ermesi de Müsteşarlık denetimi altında yapılır. Buna göre portföy devri, iflâs ve tasfiye durumlarında sigortalıların menfaatlerini koruyabilmek için gerekli önlemleri alma yetkisi Bakana verilmiştir (SK.m.10). Bu çerçevede, bir sigorta şirketinin kendi talebi ile tasfiye edilmesi, bir veya birkaç şirket ile birleşmesi veya aktif ve pasifleri ile başka bir şirkete devrolunması, sigorta
portföyünü teminat ve karşılıkları ile birlikte kısmen veya tamamen diğer bir şirkete devretmesi Bakanın iznine tâbidir. Müsteşarlık, lüzumu hâlinde, iflas idare memurları ile tasfiye memurlarının değiştirilmesini talep edebilir. Birleşme, devir ve portföy devirleri, Türkiye çapında dağıtımı yapılan ve tiraj bakımından ilk on sırada yer alan günlük gazetelerden ikisinde, birer hafta arayla en az ikişer defa yayımlanmak suretiyle duyurulur. Sigorta sözleşmeleri devredilen portföyde yer almak kaydıyla portföyünü devreden veya bir şirkete devrolunan ya da birleşen şirketlerle sigorta sözleşmesi akdetmiş olan kişiler; birleşme, devir ya da portföy devrini öğrendikleri tarihten itibaren, devir, birleşme ya da portföy devri nedeniyle, üç ay içinde sözleşmelerini feshedebilir. Sigorta şirketinin iflası hâlinde sigortalılar, iflas masasına üçüncü sırada iştirak eder.