27 Nisan 2024, Cumartesi
Yeni Yazılar

Sözleşme Yapılırken Beyan Yükümlülüğünün İhlali

Hayat sigortalarının uzun vadeli sözleşmeler olduğu göz önünde bulundurularak, yanlış yaş bildiriminde olduğu gibi, gerek sözleşmenin yapılması sırasında gerekse sözleşmenin devamı sırasındaki beyan yükümlülükleri ihlallerinde mümkün olduğu kadar yapılmış sözleşmelerin devamının sağlanmasına yönelik düzenlemelere gidilmek istenmiştir. Bu nedenle yenilemeler de dahil olmak üzere beşinci yıldan sonra beyan yükümlülüğü ihlalleri nedeni ile sözleşmeyi sona erdirebilme hakkı, ilke olarak kaldınlmıştır.

Gerek sigortalı, gerekse sigorta ettiren, sigorta sözleşmesinin yapılması sırasında kendisince bilinen ve sigortacının sözleşmeyi yapmaması veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek hâlleri bildirmek zorundadır.

yükümlülüğe aykırı davranılması hâlinde sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde sözleşmeden cayabilir veya sözleşmeyi geçerli tutarak 10 gün içinde prim farkını talep edebilir. Kastın söz konusu olmadığı durumlarda riziko, sigortacı durumu öğrenmeden önce veya cayabileceği veya caymanın hüküm ifade etmesi için geçecek süre içinde gerçekleşirse tazminat, tahakkuk ettirilen prim ile tahakkuk ettirilmesi gereken prim arasındaki orana göre ödenir. Buna karşılık, sigortacının sözleşme yapılırken sigortalıdan beyan almayı ihmal etmesi hâlinde, daha sonradan hastalığın bildirilmediği gerekçesiyle tazminat ödemekten kaçınması mümkün değildir[1].

Buna karşılık, sigortacı, yenilemeler de dâhil olmak üzere, sözleşmenin yapılmasından itibaren beş yıl geçmişse, sigorta ettirenin sözleşmenin yapılması sırasında beyan yükümlülüğünü ihlal etmiş olması nedeniyle sözleşmeden cayamaz, sadece prim farkı isteyebilir; meğerki, beyan yükümlülüğü kasıtlı bir şekilde ihlal edilmiş olsun (TTK.m. 1498/1).                  |ffl|

Sigorta ettiren, prim farkını ödemeyi kabul etmezse sigortacı, riziko gerçekleştiğinde ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta bedelini öder. Ancak, risk artışı beyan yükümlülüğünün ihlali nedeniyle sigortacının teknik esaslarına göre saptanan sınırlarının dışında kalmışsa, sigortacı sözleşmeden cayabilir. Yenilenen sözleşmelerde bu süre, ilk sözleşmenin yapıldığı tarihten başlar.

c) Sözleşme Süresindeki Beyan Yükümlülüğünün İ hlali

TTK.m. 1444 uyarınca, sigorta ettiren veya onun izniyle başkası, rizikonun gerçekleşme ihtimalini artırıcı veya mevcut durumu ağırlaştırıcı işlemlerde bulunursa yahut sözleşme yapılırken açıkça riziko ağırlaşması olarak kabul edilmiş bulunan hususlardan biri gerçekleşirse derhâl; bu işlemler bilgisi dışında yapılmışsa, bu hususu öğrendiği tarihten itibaren

olarak kararlaştırıldığını bu nedenle sigorta poliçesinin geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, sigortalının kendi sağlık durumuyla ilgili beyanın alınmadığı bu nedenle sağlık durumunu gizlediğinin ispatlanmadığı ve sigortalını hastalığı ile ölüm nedeni arasında illiyet bağı bulunmadığının bilirkişi raporuyla belirlendiği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar venMfMKMRââtltLarı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dnsvası

en geç on gün içinde durumu sigortacıya bildirmek zorundadır. Sözleşmesinin yapılmasından soma ortaya çıkan hastalıklar, hayat sigortası sözleşmesinin geçersizliğine neden olmaz[2]. Yargıtay kararlarına göre, sonradan ortaya çıkan hastalıklar sübjektif riziko ağırlaşması olarak nitelendirilemeyece-ğinden sigortalı açısından bir beyan yükümlülüğü mevcut değildir .

TTK.m. 1499’a göre, sigortacı, rizikonun artmasından itibaren, yenilemeler de dâhil olmak üzere beş yıl geçmişse, sigorta ettirenin beyan yükümlülüğünün ihlal edilmiş olması nedeniyle sözleşmeyi feshedemez; sadece prim farkı isteyebilir; meğerki, beyan yükümlülüğü kasıtlı bir şekilde ihlal edilmiş olsun. Sigorta ettiren prim farkını ödemeyi kabul etmezse, riziko gerçekleştiğinde sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak, sigorta bedelini öder. Ancak, beyan yükümlülüğünün ihlali nedeniyle riziko artışı, teknik esaslara göre tespit edilen sınırlar dışında kalmış ise, sigortacı sözleşmeyi feshedebilir.

6. Sigortadan Cayma ve Ayrılma

a)  Sözleşmeden Cayma

Hayat sigortaları, genelde uzun süreli sigortalardır. Sigorta ettirenler ise ikna gücü yüksek olan kişilerce, aslında kendilerine çok da uygun olmayan sözleşmelere sokulmuş olabilir. Bu noktada, TTK.m.l489’da öngörülen bir hükümle, sigorta ettirenlere tamamıyla sözleşmeyi anladığından emin olmaları için, 15 günlük süre içinde düşünüp herhangi bir cezai şart ödemeden sözleşmeyi sona erdirebilme hakkı tanınmıştır. Sigorta ettiren, sigortacının kendisine cayma hakkını kullanabileceğini bildirmesinden itibaren onbeş gün içinde sözleşmeden cayabilir. Cayma süresinin başlangıcı, sigorta ettirenin bu konuda bilgilendirilmesinden sonra başlar. Bilgilendirmenin yapıldığı sigortacı tarafından ispatlanır. Bilgilendirme yapılmamışsa cayma hakkı ilk primin ödenmesinden bir ay sonra sona erer.

b)  Sigortadan Ayrılma

TTK.m. 1500/1 uyarınca, sigorta ettiren, en az bir yıldan beri yürürlükte bulunan ve bir yıllık primi ödenmiş olan sigorta sözleşmelerinde, istediği zaman sözleşmeyi sona erdirerek sigortadan ayrılabilir. Ayrılma değeri, ayrılmanın istenildiği andaki genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun bir biçimde hesaplanan değerdir.

  1. Teminat Dışında Kalan Hâller

Hayat sigortasında, sigortacı, hangi rizikolan güvence altına alabilir? Kanunumuz, hayat sigortasına konu oluşturabilecek rizikoları TTK.m. 1487/1’de düzenlemiştir. Buna göre, sigorta konusu kişinin, belirli bir süre içinde ölümü, sözleşmede belirli olan şart ve hâllerin gerçekleşmesi sonucunda ölümü veya sözleşmede öngörülen bir sürede hayatta kalması hususlarındaki rizikoların her biri tek başına veya birlikte hayat sigortası kapsamına alınabilir.

İntihar: Sigortalının intihar veya intihara teşebbüs sonucunda ölmesi hâlinde, kural olarak sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Ancak, sigorta genel şartlarına göre, sigortalı, intihar veya intihara teşebbüs sonucunda öldüğü takdirde sigortacı, sigortanın o andaki teknik karşılığını öder. Buna karşılık, sigortalı, yenilemeler de dâhil olmak üzere, en az üç yıldan beri devam eden ve ölüm ihtimaline karşı yapılan bir sözleşmede, bu süre geçtikten sonra intihar ederse veya intihara teşebbüs sonucu ölürse, sigortacı sigorta bedelini ödemekle yükümlüdür (TTK.m. 1503/1). Aynı şekilde, sigortalının intiharı veya intihara teşebbüsü sonucu ölümü, akli melekelerindeki bir rahatsızlık sebebiyle üç yıldan önce gerçekleşmiş ise, sigortacı sigorta bedelini ödemek zorundadır (TTK.m. 1503/2).

Sigorta Ettiren veya Lehtarın Sigortalıyı Öldürmesi: TTK.m. 1504/1’e göre, sigorta ettiren, sigorta bedelini ödeme borcunun doğmasını sağlamak amacıyla sigortalıyı öldürür veya öldürülmesinde suç ortaklığı ederse, sigortacı bedel ödeme borcundan kurtulur. Buna karşılık, lehtar, sigortalıyı öldürmüş veya onun öldürülmesinde herhangi bir şekilde suç ortaklığı etmişse, sigorta bedelinden mahrum kalır ve bu bedel ölenin mirasçılarına ödenir (TTK.m. 1504/2).

8. Ödünç Verme

TTK.m. 150l’e göre, en az bir yıldan beri yürürlükte bulunan ve bir yıllık primi ödenmiş olan sigorta sözleşmelerinde, sigorta ettirenin istemesi hâlinde sigortacı, istem anındaki, genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun bir biçimde hesaplanan değer üzerinden sigortalıya ödünç para vermek zorundadır.

  1. Prim Ödemesinden Muaf Sigorta

TTK.m. 1502 uyarınca, en az bir yıldan beri yürürlükte bulunan ve bir yıllık primi ödenmiş olan sigorta sözleşmelerinde, sigorta ettiren daha sonra prim ödeme borcunu yerine getirmezse, sigortacı bu sebeple sözleşmeyi feshedemez ve prim isteyemez. Bu hâlde sigorta, prim ödenmesinden muaf sigortaya dönüşür. Prim ödenmesinden muaf sigortada, sigorta bedeli ödenen primle sözleşme uyarınca ödenmesi gereken prim arasındaki orana göre ödenir.

  1. Sigortacının İflası

Bir yıldan uzun süreli sigortalarda, sigortacının iflasının açıldığı tarihte, riziko gerçekleşmemiş veya gerçekleşmiş fakat bedel ödenmemişse, ilk hâlde iflasın açıldığı, ikincisinde ise rizikonun gerçekleştiği andaki matematik karşılıklar hak sahiplerine ödenir. Rizikonun gerçekleştiği durumlarda, matematik karşılıkları aşan kısım, sigortacının teminatından karşılanır; açık kalan miktar garameye girer (TTK.m. 1506).

IV. GRUP SİGORTASI 1. Kavram

Can sigortalarında, sigortalı, belirli bir kişi olabileceği gibi bir grup da olabilir. Münferiden hayat veya kaza sigortası yapmak yerine, tek bir sözleşme ile birçok kimsenin hayatının sigortalanması hâlinde grup sigortasından bahsedilir. Grup

 

sigortası, sosyal güvenliğin daha etkin bir hale gelmesine yardımcı olan özel bir sigorta türü olmakla birlikte, şimdiye kadar özel bir düzenlemeye tabi kılınmamıştır. Hâlbuki grup sigortacılığı, madde gerekçesinde de ifade edildiği gibi, gelişmiş ülkelerde hızla büyüyen bir sigorta durumuna gelmiştir. Bu açığı gören kanun koyucu, yeni TTK.m. 1496’da grup sigortasına ilişkin temel kurallara yer verilmiştir.

  1. Grup Sigortası Şeklinde Yapılabilecek Sigortalar

Başta hayat sigortası olmak üzere bütün can sigortalarının grup sigortası şeklinde yapılması mümkündür. TTK.m.1496, hayat sigortalarına ilişkin hükümler arasında yer almakla birlikte, bu hükümler TTK.m. 1510 gereğince kaza sigortalarında da geçerlidir. Aynı şekilde TTK.m. 1519 hükmü uyarınca, hastalık ve sağlık sigortalan da, grup sigortası şeklinde yapılabilir.

  1. Belirlilik Koşulu

Grup sigortasından bahsedebilmek için, gruba dahil kişi sayısının en az on kişi olması ve kimlerden oluştuğunun belirli kıstaslar kullanılarak tespitinin mümkün olması gerekir. Buna göre, en az on kişiden oluşan, sigorta ettiren tarafından, belirli kıstaslara göre kimlerden oluştuğunun belirlenebilmesi imkânı bulunan bir gruba dâhil kişiler lehine, tek bir sözleşme ile sigorta yapılabilir (TTK.m. 1496/1). On kişiden az bir topluluk için grup sigortası yapılamayacağı gibi, objektif ölçüler kullanarak kapsamı belirlenemeyen gruplar da sigorta güvencesi altına alınamaz.

Sözleşmenin devamı sırasında gruba dâhil herkes sigortadan, grup sigortası sözleşmesi sonuna kadar yararlanır. Sözleşmenin yapılmasından sonra grubun on kişinin altına düşmesi sözleşmenin geçerliliğini etkilemez (TTK.m. 1496/1).

Grupta yer alan her kişiye poliçe içeriğini özetleyen bir belge verilir. Grup sigortalarında lehtan atama hakkı, aksi kararlaştınlmamışsa, grupta yer alan kişiye aittir (TTK.m. 1496/3).

4. Gruptan Ayrılma

TTK.m. 1496/4’e göre, sözleşme süresi içinde gruptan ayrılma hâlinde grup sigortası ile sağlanan teminat, aksi kararlaştınlmamışsa, sigorta ettiren, sigortalı veya lehtar tarafından bireysel olarak devam ettirilebilir. Sigortalı veya lehtarın sözleşmeye bireysel olarak devam etmesi ancak sigorta ettiren sıfatıyla olur. Bu kişiler geçmiş günlere ait kendilerine düşen prim borçlarından, önceki sigorta ettirenle birlikte sorumludur.

Grup sigortalarında aynlma, ödünç alma, indirme, bildirim yükümlülüğü ve ilgili diğer konular Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlık tarafından çıkartılacak yönetmelikle düzenlenir (TTK.m. 1496/5).

 

 

 

 

Cevapla